Belen, İskenderun ve Arsuz’da çıkan ya da hainlerce çıkartılan orman yangınları ciğerimizi yaktı…
Ciğerimizi yakanların Allah ciğerini söksün…
Yanan ocaklar…
İşyerleri…
Ekmek tekneleri…
Üzüntümüzü daha da katmerledi…
Kolay değil…
Allah hiç kimseye yaşatmasın…
Ateş düştüğü yeri yakar diye atalarımız boşuna dememiş…
Yüreğimiz burkuldu…
Moraller alt üst oldu…
İnşallah en kısa zamanda Devlet Baba yaraları sarar da, evi, ocağı yananların acısı hafifletilir…
Yangının çıktığı ilk dakikalardan itibaren soluğu ateş hattının arasında alan itfaiyeciler sürecin gerçek kahramanlarıdır…
Kötü gün dostu itfaiyecilerin düşmanı ateş, tek silahları da su…
Hayatları ateş ile su arasında ince bir çizgide geçiyor…
Süper kahraman itfaiyeciler, insanların canı uğruna kendi canlarını hiçe sayıyorlar…
Görevleri son derece tehlikeli…
Alevlerle savaşıyorlar…
Alevlerin arasında yaralanıp hastanede tedavileri sürenler var…
Acil şifalar diliyorum.
Cehennem ortamında buram buram ter döken Orman Müdürlüğü ekipleri de, cansiperane görev yaptı…
Emniyet mensuplarının da hakkını inkar etmeyelim…
Karayolunda hızla gelen araçları doğru bir şekilde yönlendiren, ateş hattına çok yakın mesafede tehlikeyi önceden görerek önlem alan polisimiz, zaman zaman ölümle burun buruna geldi…
7 gün 24 saat halkın can ve mal güvenliği için çalışan bu üç değerli meslek grubu alkışı fazlasıyla hak ediyor…
Sizler olmasaydınız, ateşin daha hangi evlere, hangi mecralara kor gibi düşeceğini düşünmek dahi istemiyoruz…
İyi ki varsınız…
Gerçek kahramanları ayakta alkışlıyoruz…