Merkez Bankası geçtiğimiz hafta faizleri 200 baz puan yükseltince dolarda 7.55 TL seviyelerine kadar geri çekilmeler yaşandı.
Anlaşılan piyasalar doların düşmesi için 200 baz puanı yeterli görmedi…
Enflasyonist baskılar…
Döviz rezervlerinin aşınması…
Bu yıl pandemi dolayısıyla turizmden yaklaşık 25 milyar dolarlık kayıp…
Dolar kurunu 7.80 TL seviyelerinin üzerine attı…
Döviz kurlarının yönünü artık jeopolitik riskler ve ABD seçimleri belirleyecek gibi görünüyor…
Doğu Akdeniz’deki gelişmeler…
Ermenistan’ın, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a saldırısı…
En önemlisi Amerika’da Kasım ayındaki kritik seçimler…
3 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerinin altın, borsa ve dolardaki fiyatlanması henüz gerçekleşmedi.
Seçimler dolayısıyla Demokratlar’ın adayı Biden lobisi, Halkbank davası, F-35 ve S-400 konularını buzdolabından çıkarıp ısıtarak gündeme taşıyabilir.
Ekim ayında piyasalarda Türkiye-ABD ilişkilerinin istikametiyle ilgili oluşturulacak puslu bir hava ya da algı, dolardaki fay hattının kırılmasına neden olabilir.
Böyle bir senaryoda doların ipini tutmak zorlaşacaktır.
Dolar kurunda geçici yukarı yönlü dalgalanmalar olabilir…
Yukarı yönlü dalgada dolar almayın, zararlı çıkarsınız…
Aniden yükselen bir yatırım enstrümanı, hiçbir uçağın uzun süre havada kalamayacağı gibi mutlaka düşüş kaydeder…
Dolar kuru ABD seçimlerinin ardından belli bir seviyede dengelenecektir…
Unutulmaması gereken nokta:
Dolar, altın ve borsa yükselirken ya da tepe noktasındayken alınmaz…
Düşükken alınır, yüksekten satılır…
Merkez bankasının kredi faizlerini artırması krediler de ve dolarda frene basma anlamına gelir.
Merkez bankasının faizi artırması kur hareketini durdurur ama ekonomideki üretim sorununu çözmez.
Sadece panik havasını söndürür
Ekonomide kaos ve panik havası estirmeye çalışanları dikkate almayın
Kurdaki yukarıya çıkışın momentumunda düşüş var.
Merkez bankasının faizle ilgili uygulaması, piyasanın beklentileriyle örtüşmedi.