Uzun zamandır yanlış ekonomi politikalarının neticesinde aile hekimlerinin mağdur edildiğini ifade eden Nermin Yıldırım Kara, “Bildiğiniz gibi tüm çalışan ve ücretli geçim sağlayan yurttaşlar gibi aile hekimlerimiz de bu ekonomik şartlar altında eziliyor. Aile hekimlerinin temelde iki kalem gelirleri bulunmaktadır: hak edişleri ve cari gider ödemeleri. Son memur zamlarıyla beraber, iktidar bir kök ücret oyunu oynadı. Seyyanen getirilen 8 bin 77 TL zam ek ödeme olarak kayıtlara geçti. Yani kök ücrete hiçbir şekilde etki etmeyecek ve ileriye yönelik olarak büyük mağduriyetler doğuracak. Bundan sonra yapılan zamlar %17,55 ile belirlenen kök ücret üzerinden yapılacak. Ek ödemenin emekliliğe bir yansıması olmayacak. “Seyyanen” adı altında getirilen bu ek ödeme zamların arkasından erimeye başladı bile. Yine bilindiği üzere aile hekimleri kendi yönetmelikleri olan Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği’ne göre ücretlerini alıyorlar. Eğer bu yönetmelikte bir düzenleme yapılmaz ise seyyanen zam aile hekimlerimize yansımayacak. İvedi şekilde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Aksi takdirde, bu sonuç halk sağlığını da tehlikeye atacaktır.” dedi.
Yapılan maaş artışlarının ve gider ödemelerinin hayatın gerçekliğiyle uyuşmadığına dikkat çeken Hatay milletvekili, “Cari gider ödemelerinde 25’in üzerinde sabit kalem mevcut. Aile Sağlığı Merkezi’nin giderleri ve çalıştırılan personellerin maaşları buradan karşılanıyor. Buradaki ödenek artışı da memur zammı baz alınarak, yani %17.55 oranında yapıldığı için birçok kalemin karşılanamaz hale gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Açıklanan enflasyon verilerinin güvenilir olmaması bir yana, bir aile sağlığı merkezinin harcamaları esas olarak alınan enflasyon sepetinden çok daha fazladır. Personel giderleri haricinde standart muayeneler için de birçok teknolojik alet ve tıbbi malzeme alınması gerekiyor. Hal böyle olunca; gerçek enflasyon karşısında aile hekimlerinin ödenekleri oldukça az kalıyor. Bu merkezlerde istihdam edilen ek hizmet ve sağlık personellerinin durumu daha da güçleşecek ve yakında hemşire ile ebelerin işten çıkarılma durumları söz konusu olacaktır. Artan kiralar karşısında tutunabilmek de oldukça zor. Aile Sağlığı Merkezleri’ni bu ekonomik şartlar altında sürdüremeyen hekimler de hastanelere dönüş yapacaktır.” dedi.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ AİLE HEKİMLERİ ZOR ŞARTLAR ALTINDA GÖREVLERİNİ İFA ETMEYE ÇALIŞIYOR
Deprem bölgesindeki aile hekimleri için kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade eden Yıldırım Kara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle aile hekimlerinin performans muafiyet süresi uzatılmalıdır. Buradaki hekimlerimizin de depremzede olduğu unutulmamalıdır. Bölgeyi terk etmeyip yurttaşlara yardımcı olmaya çalışıyorlar ve hekimlik gibi çok önemli bir görevi ifa ediyorlar. Deprem bölgesinde, konteynırlar içinde kurulan Aile Sağlığı Merkezleri var. Artan sıcak hava etkisiyle buralarda çalışabilme koşulları günden güne güçleşiyor. Maalesef içlerinde klima bulunmuyor. Yurttaşlar, merkezlerin önünde güneş altında sıra bekliyorlar. Aralarında yaşlı ve kronik rahatsızlığı olanlar var. Tedavi görmek için gittikleri alanda hastalıkları daha da ağırlaşıyor. Hem aile hekimlerinin hem de merkezlere başvuran yurttaşların şartlarını iyileştirebilmek için gerekli önlemler ivedilikle alınmalı. Deprem bölgelerinin hassasiyeti göz önünde bulundurulmalıdır.”