İlk üç haftasını geride bıraktığımız 2022-2023 Eğitim Öğretim yılının tüm camiamıza, öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyoruz.
Türk Eğitim Sen Hatay 2 Nolu Şube olarak bugün bu alanda, gelecek nesillerin mimarı öğretmenlerimizin ve diğer tüm eğitim çalışanlarının haklı taleplerini haykırmak ve içinde bulunduğumuz kaygı verici ortamın düzeltilmesi gerektiğini hatırlatmak için toplanmış bulunmaktayız. Öncelikle tüm yetkililere ve karar vericilere sesleniyoruz; eğitim çalışanlarının haklı taleplerine kulak tıkamayın, bakan değil gören olun.
“ÖĞRETMENLİK BİR KARİYER MESLEĞİ DEĞİLDİR”
Hepimizin malumu olduğu gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu, 14 Şubat’ta kanunlaşarak yürürlüğe girmiş ve 12 Mayıs’ta yönetmeliklerin ilanı ile birlikte birçok sorunu ortaya çıkaran bir süreç başlamıştır. Türk Eğitim Sen’in yıllardan beri karşı çıktığı ‘sınavla kariyer’ uygulaması yeniden karşımıza çıkmış, tecrübelerimiz ve önerilerimiz göz ardı edilmiştir.
“TÜRK EĞİTİM-SEN’İ SESSİZ KALMAKLA İTHAM EDENLER MÜFTERİDİR”
Geçen yıl yine İskenderun’da toplanarak henüz hiç kimse tepkisini ortaya koymamışken, birçok STK pusuya yatmış beklerken, kanun taslağının sendikalarla paylaşılmasını ve kanunda olmazsa olmaz dediklerimizi siz değerli üyelerimiz ve basın mensupları ile paylaşmıştık. 2021’de pusuda olanlar Türk Eğitim Sen’i sessiz kalmakla itham ederek müfteri durumuna düşmektedir. Sosyal medya üzerinden algı oyunlarıyla mücadelemizi görmezden gelerek Türk Eğitim Sen’e ayar vermeye kalkanlar her ortamda iftiralarında, yalanlarında boğulacaktır. Bizler Türk Eğitim Sen olarak, 2005 yılından beri kariyer basamaklarında düzenleme yapılmasını, kıdeme dayalı bir sistemin oluşturulmasını defalarca dile getirmiş bir sendikayız. Dün ne söylediysek bugün de aynı noktadayız ve sözümüzün arkasındayız.
“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İÇİN TBMM’Yİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ”
Türk Eğitim Sen olarak, yeni yasama yılında TBMM’ye, siyasi partilerimize ve milletvekillerimize çağrıda bulunuyor; başta kariyer planlamasının hizmet yılı esasına göre yapılması olmak üzere, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriğinin adına yakışır şekilde zenginleştirilmesi amacı doğrultusunda ivedilikle adım atmaya davet ediyoruz
“20 YILI DOLDURAN HER ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN OLMALIDIR”
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri muhtevasında toplamalıdır. Bu minvalde; kariyer basamaklarında sınav şartı kaldırılmalı, 10 yılını dolduran her öğretmen uzman öğretmen, 20 yılını dolduran her öğretmen başöğretmen olmalıdır. Sözleşmeli atama sonlandırılmalı, tüm öğretmenler sadece kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Şunu bir daha söylüyorum‘’ UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLİK SINAVI KALDIRILMALIDIR!
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN PROMOSYON BİLMECESİ”
Yine son dönemde enflasyona bağlı artışlar sebebiyle İskenderun Dörtyol, Payas, Arsuz ilçelerimizde ve İskenderun Teknik Üniversitesinde yapılan promosyon anlaşmaları devede kulak kalmıştır.
Türk Eğitim Sen olarak eğitim çalışanlarının hakları için verdiğimiz bu mücadelede geldiğimiz nokta umut vericidir. İskenderun Merkezde maaş bankamız güncelleme talebimize red vermiş ve bu teklif kabul etmemiştir. Promosyon anlaşmalarında anlaşma yetkisi bulunan Milli Eğitim Müdürlükleri sürece dahil edilerek fesih yolunu açılmıştır. Aynı cesareti diğer ilçelerimizden ve rektörlük makamından da bekliyoruz. Yöneticiler ve maaş aldığımız Bankalarının yöneticileri bilsin ki bizler bu sürecin takipçisi olacağız ve süreç hakkında tüm üyelerimizi bilgilendirmeye devam edeceğiz. Gerekirse sözleşmelerin iptalini yargıya taşıyacağız.
“ÜNİVERSİTELERDE GEÇİCİ GÖREVLENDİRME YETKİSİ ARTIK SÜRGÜN MADDESİ OLARAK KULLANILMAKTADIR”
Eğitim çalışanları içerisinde, problemlerine yıllardır neşter vurulmayan, profesöründen hizmetlisine kadar bütün üniversite çalışanlarının problemlerini çözüm mercii olan makamlarla paylaşarak sürecin takipçisi olduğumuzu ifade ediyoruz. Buradan hareketle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13/B-4 maddesi ile gerekli görülen hallerde yönetici yetkisiyle gerçekleşen geçici görevlendirmeler artık keyfiyet halini alarak bir sürgün maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu keyfiliğe son verilmeli, somut şartlara bağlanmalıdır. Buradan üniversite yönetimine çağrıda bulunuyorum akademisyenler ile ilgili hazırladığınız yönetmelikleri paydaşlardan fikir alarak hazırlayın ben yaptım oldu mantığından vazgeçin.
“ÖĞRETMENİNİN İTİBARI, MEB’İN NAMUSUDUR”
Son dönemde sosyal medya üzerinden öğretmenlerimize saldıran, adres olarak yurt dışını gösteren, peygamber mesleği olan öğretmenliğe sırça köşkünden parmak sallayan hadsizlere inat meslek itibarımızı yeniden kazanacağız. Had bilmek ve ar etmek erdemdir. Kimsenin şüphesi olmasın; öğretmenlerimiz, böylesi had bilmezlerden de bu ülkeyi kurtarmak için var gücüyle gayret ortaya koymaya devam edecektir.
Basın bildirimize Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder’ sözleri ile son verirken, Türk milletini özgür, bağımsız ve muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak yeni nesillerin, öğretmenlerin eseri olacağını bir kez daha vurguluyor, öğretmene, eğitim çalışanlarına verilen değerin, eğitime ve ülkenin yarınlarına verilen değer olduğunu da hatırlatıyoruz. Birlikte daha aydınlık yarınlara kavuşmak dileğiyle, 2022-2023 eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm eğitim camiası ve öğrencilerimize başarılar diliyoruz.