Hayatımızın odağındaki kelime…
Ekonomi…
Farkında olsak da olmasak da, her gün dilimizde pelesenk olan ve aktivitelerimize şekil veren sözcük…
Literatürde pek çok tanımı olsa da ekonomi, sınırsız ihtiyaçlar ile kıt kaynaklar arasında oluşturulan denge bilimidir.
Dünyadaki kaynaklar sınırlı…
Ama ihtiyaçlar sınırsız…
Diplomayla iyi bir ekonomist olunsa, ekonomi profesörlerinin Karun kadar olması gerekirdi…
Ya da ekonomi profesörleri her şeyi bilselerdi, uyguladıkları politikalarla dünyadaki tüm ülkeleri zengin yaparlardı…
İşte dünyadaki kıt kaynaklar ile sınırsız ihtiyaçlar arasında en iyi denge kuran kutsal varlıklar, aile babaları ve ayaklarının altı öpülesi annelerdir…
Pek çoğu ekonomi eğitimi almamıştır…
Ama…
Evlatlarını en iyi şekilde yetiştirmek için hayatın bin bir cenderesinden geçerek, çetin süreçlerin üstesinden gelmeye çalışır…
Yevmiye ile çalışan bir baba düşünün…
Ya da asgari ücretle çalışan anneler…
Kıt kanaat geliriyle çarkı döndürmeye çalışanlar…
Ülkemizde büyük bir kesimin gelir düzeyi, asgari ücret ya da asgari ücretin altında…
Babalar ve anneler sırtlarında hayatın yükünü biriktirirler…
Heybeleri hep dert-tasa-sıkıntı ve stresle doludur…
Onlar bunun için yüce varlıklardır…
Ne kadar büyürse büyüsün, anne ve babaların gözünde çocuklar hep çocuktur…
Ailelerin amiral gemisi babalardır…
Fırtınalarda sığınacak tek liman…
Anneler de evin, mutfağın bereketini arttırır…
Bu hayatta güzel olan ne varsa evlatlarına sunan, yaşamın ete kemiğe bürünmüş gerçek kahramanlarıdır anneler…
Onlar gerçek bir melektir…
Evlatlar da yüce bir emeğin ürünü…
Onların yüreğinde her zaman evlatlarının olduğu kocaman bir dünya var…
Hiç karşılık beklemezler…
Fedakarlığın, cömertliğin ve koşulsuz sevginin sembolüdür…
Anne ve babalar kıt kaynakları kullanarak, yaşam döngüsünde kısıtlı bütçeleriyle denge kurup, bıkmadan usanmadan çocukları için efor sarf ederler…
Ne mutlu anne ve babasının kıymetini bilenlere…
Ne mutlu hayırlı evlatlara sahip anne ve babalara…