Geçtiğimiz hafta “İskenderun kamuoyu, İskenderun Teknik Üniversitesi’ne ithal rektör istemiyor” başlığıyla yayınladığımız köşe yazımız inanılmaz geniş yankı buldu…
Çok olumlu geri dönüşümler aldık…
Bizi takip eden okurlarımıza sonsuz teşekkürler…
Bir üniversitenin rektörü ne ise, üniversite odur…
Eskiden bir üniversiteye rektör atanacağı zaman heyecan uyandırırdı.
Kamuoyunda yeni rektör atamasıyla ilgili zihinleri meşgul eden soru şu:
Acaba birilerinin adamı mı o makama oturacak?
Birilerinin adamı olan rektörden üniversiteye hayır gelir mi?
Belli güç gruplarının yönlendirmesiyle üniversiteye rektör olan bir akademisyenin, 4 yılını diyet borcunu ödemek için geçireceği hususunda herkes hem fikir…
Üniversiteleri üniversite yapan parametre, bilimsel yayın ve araştırma faaliyetlerinde bulunmalarıdır.
Bilim üretmiyorsan, başında bulunduğun üniversiteyi “Dünyanın 500 büyük üniversitesi” listesine dahil edemiyorsan, patinaj çekiyorsundur…
Artık İskenderun Teknik Üniversitesi’ne (İSTE) rektörlük atamasında son viraja giriliyor.
Peki kamuoyu İskenderun Teknik Üniversitesi’ne nasıl bir rektör istiyor?
Kent dinamiklerinin nabzını tuttuk…
İskenderun’a ve üniversiteye fayda sağlayacak her fikir bizim için değerli:
En başta hiçbir güç grubunun adamı olmamalı…
İskenderunlu’luk ruhu taşımalı…
Bu ruh yoksa, eyvah ki eyvah!
Bavulu bir gecede toplayıp gitme ihtimali var…
Üniversitede iç çekişmelerle enerjisini tüketmemeli…
Şehre ivme katmalı…
Bilimsel araştırmalara önem vermeli…
Öğrencilerle iş dünyası arasında verimli işbirlikleri oluşturmalı…
Üniversitedeki bilim insanlarını liyakata göre değerlendirmeli…
İddiası bulunmalı… İSTE’yi Türkiye’de ilk 20’ye dahil etme hedefi olmalı…
Üniversitenin eş-dost çiftliği gibi değil, araştırma üniversitesi olarak anılmasını sağlamalı…
Kent dinamikleri ve kamuoyu beklentileri bu yönde…
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, üniversite ve İskenderun adına en isabetli takdirde bulunacağından hiç kimsenin şüphesi yok…